2 Temmuz 2014 Çarşamba

Goa & İndia


İlk yazım….  İlk Hikayem... Goa ...

Hindistana seyahat etmeyi yıllarca planladım ve nihayet  süper bir yol arkadaşıyla bu hayalim gerçekleşti. 

ULAŞIM;

(http://www.kayak.com.tr) 'den en İstanbul - Abu Dhabi ( 3:40 ),  2 saat bekleme, ardından Abu Dhabi - Mumbai ( 2:45 ), 2 saat de burada bekleme (Mumbai havaalanında muhteşem bir hint yavaşlığı var)  ve sonunda Mumbai- Goa ( 1:00 ).

Goa havalimanı eski, küçük, uçakla giriş arası 10 adım ancak yürümek yasak otobüs bekliyorsun.
Gelen şey eskiden otobüsmüş ama şuan da tanımlayamayabilirsin. Havaalanından çıkışımızla beraber Mehmet'in bir star olduğunu düşündüm meğerse taksi satmak isteyen insanlar müşterinin etrafını sararmış Goa'da. Pazarlık yapa yapa ordu halinde yürüdük ve biri kazandı. 3000 rupi olan taksi parasını 800'e düşürmeyi başardık.

İlk ders : Pazarlık yapmak şart 

Hedefimiz Agonda (Güney Goa) 65 km'lik yolumuz var. Yollar inanılmaz. Tropik ormanların içinden seyahat ediyorsun. Her yerde irili ufaklı tapınaklar, eski Portekiz sömürgesinden kalma evler... Ama bu güzelliğin içinde kaybolmak  10 dakika sürüyor. Bir anda yolculuk kabusa dönüştü. Yok böyle bir araç kullanmak! Her an ölebiliriz artık. Trafik de ters ayrıca.


Sağ salim Agonda'ya vardık. Agonda köy aslında ama sıcak havada elde valizlerle oda aramak işimize gelmedi. Taksiciye birkaç kuruş daha attık ve beraber oda aradık. Birkaç yer bulduk ancak ilk dersimizi hatırlıyoruz. Tabiki pazarlık başladı ancak konaklama yerlerinde pek çalışmıyor. Yine de kalacağın gün sayısına göre birkaç yüz rupi indirim alabiliyorsun. Bazı yerler tatil köyü havasında, şık. Bazı yerler ise içinde hiç bir şey olmayan çok ucuz yerler. Biz dünya tatlısı işletmecisi yüzünden, becah'te, geceliği 1200 rupiye şirin bir kulübe kiraladık. (20 usd)





Goa - Agonda 1.gün

Harika bir uykunun ardından  gak-gak öten karga kardeş tarafından uyandırıldık. Kahvaltı için Simrose da buralarda yenebilecek en güzel şey olan Ballı Muzlu Yulaf yiyerek güne başladık. (http://www.simrose-goa.com) Sahile 3 adım mesafede olan köye gidip manava benzetilmiş küçük bir dükkandan ananas alıp kumsal boyunca yürüdük. Dönüş yolunda kumsala çöktük ve ananası afiyetle yedik. Bu kadar yürüyüş sonrasında bugüne kadar  girdiğim en muhteşem, en sıcak ve en güzel denize girdik. Kulübemizin balkonunda hafif bir müzik, içeçek bir şeyler ve gün batımı yaptık. Akşam yemeğinde ise ilk gece şerefine Hint mutfağından seçmeler yaptık.
  1. Jeera Rice - Kimyonlu Pilav
  2. Dal Fry - Yeşil Merimek Yemeği
  3. Yoğurt inanılmaz lezzetli 
  4. Palak Paneer - Peynirli Ispanak
  5. Hello To The Queen - Muz, Üzüm, Dondurma ve Bisküvi 
Bunların hepsi için kulübemizden sahil boyunca elimizde fenerle gittiğimiz (http://www.arabiannightsagonda.comArabian Nights'a ödediğimiz fiyat 500 Rupi (9 usd)

Burada birbirine yakın bir sürü küçük köy var ve bunları gidip görebilmek için bir motora ihtiyacın var ve biz bunun için Patnem Beach' e gidip kiraladık. (günlük 175 rupi - 3 usd) "Ne zaman gelirsiniz?" dediler, biz de "10 güne geliriz" dedik. Güvendiler.

Patnem Beach sahili bir kartpostal gibi. Kum, güneş, tropik ağaçlar ve biribirinden şirin kafeler. Bunlardan biri  olan Papaya's'a oturduk. (http://www.papayasgoa.com) Süper bir kahvaltı yaptık, sadece 505 rupi.




Sahil boyunca sol tarafa doğru yürüdük. Kayaları geçtik ve 5 yıldızlı otel çıktı karşımıza. Süper kumsal devam ediyor. Yürümeye devam ettik ve son noktada nehrin döküldüğü yere vardık. Burayı da kampçılar mesken tutmuş. Dönüş yolunda, hemen otelin önünde, derme çatma kulübelerde kadınlar tropikal meyvelar satıyor. Yorgunluk atmak için gölgeliklerinde hindistan cevizi suyu içtik. (50 rupi)

Motorumuza atladık ve yeniden keşif için yollara düştük. Sürücü benim aman dikkatttt !!! German Bakery, uğramadan olmaz (http://www.german-bakery.in) Buranın Starbucks'ı. Ağaçların arasında açık hava pastanesi. Süper hızlı wi-fi var. Masala çayı ve tatlılar var. Fiyatlar süper ucuz.






Köyümüze, Agonda'ya döndük. Kulübeye geldik ama memo devammm dedi... yakınlarda ormanlık bir yere gittik. Etrafa boş boş bakıp niye geldik buraya derkenn palmiyelerin üstünde yüzlerce ters dönmüş yarasayla karşılaştım. Offffff .... Akşam olmasını bekliyorlar. Kanatlarının çıkardığı ses gerçekten tarif edilemez. 
Akşam üstü için yapılacak en iyi şeylerden biri beach tennisi oynamak. Mehmet'le gün batımında oynarız dedik ama iki dakika sonra elimizde kaldı çünkü kumsala daha değişik bir eğlence geldi. Flamingo benzeri bu kuş deniz çekilince kıyıda kalanları kovalıyor. Bu gece köyümüzün İtalyan restaurantı La Dolce Vita'da yemek yedik. Mükemmel.

AGONDA 5. GÜN

Agonda'ya 15 km uzaklıkta Galjibag diye başka köye gittik. Yol kenarındaki tropik ağaçlar, minicik köprüler motorla çok zevkli. Minicik bir köye geldik köylerin girişleri sanki yapılmış gibi giriş taçları var. Bu köye geliş amacımız olan Santos.



Santos kendince bir beach restaurant. Süper yengeçler balıklar, istiridyeler. İçeçek olarak klasik kingfisher beer. Burada enterasan bir şey öğrendik. Köpekler turistlere değil yerlilere havlıyor. 


2 porsiyon istiridye ( Porsiyon 8 Adet )
2 adet orta boy yengeç 
2 bira 
1 rice
1 şişe su. (500 rupi = 9 Usd)

Agonda'ya dönüş yolu doğal hayvan cenneti. Kuşlar mandaların yanında ve onların yerken düşürdüğü minik parçaları kovalıyor. Tellerde buranın meşhur kuşu kingfisher, var. Rengarenk başka kuşlar, maymunlar. Ağaçlarda birbirinden farklı örümcekler ve görünür büyüklükte ağları. Yol kenarlarında eski Portekiz evleri, mimarileri harika. Ancak çok bakımsız ve yıpranmış. İnsanın hepsini restore edesi geliyor. 


Yolumuzun üstünde küçük bir kasaba olan Caudi'ye uğradık ve bir anda gerçek Hindistan'la karşı karşıya geldik.  200 metrenin içinde trafik,  araba kornaları, motorlar, insanlar, pazarcılar ve dükkanlar birlikte. Köylülerin açtığı bir pazara girdik. Daha önce görmediğimiz bir sürü meyveden birer ilişer aldık. Motor küçük olmasa daha da alırdık. Gerçi ne olduklarında fikri olan yok. Am açok güzeller.




Agonda 6

Porridge sonrası atladık motora, bu sefer diğer tarafa, yani köyden sola dönüp, minicik köprüyü stresle geçip, yola bağlandık. Agonda'dan 2 km sonra iki patikanın ortasından uzamış otlarla kaplı bir yola girdik ve ben acemi motorcu yoldan çıktım. Aslında rahatladım. Yorulmuştum motoru tutmaktan, kendimi tutmaktan. Memo arkamda gülme krizinde. Terliğim koptu. 3 km'lik bu yolun sonunda yol bitti. Sahiden bitti, şoka girdik biz. Mecburen motoru bırakıp patika yoldan ormana daldık. Veeee cennet cıktı karsımıza! Denize dökülen daracık bir nehir yolu, ardında kumsal. Hemen arkasında da göl. Gölün etrafında ormana kurulmuş kulübeler. Tam bir cennet.  
BLUE LAGOON restaurant. Yok böyle güzellik.





Günü bitirmek ve elbette güneşi batırmak için bu sefer Palolem Beach'e gittik. Yine beach nehrin döküldüğü minik bir göl yapmış. Üstünde tahta köprü var. O köprüden ağaçların eşliğinde muhteşem manzaralı bir restaurana çıkılıyor. Burada güneşi batırdık ve karnımızı doyurmak üzere kumsalın diğer tarafına yollandık. 


Bu plajda yüzlerce kumsal restauranları mevcut. Biz RoCOCO Pelton'u seçtik. Sahibi çok iyi bir Nepalli. Buranın kıymetli balığı King Fish yedik. Yanında da karides. (1200 rupi). Yemekten sonra kumsalda ateşli gösteriler yapanları izledik ve tabiki OLDMONK içtik. Bu bir rom. % 43 alkollü. Sadece burada bulunan bir içki. Olağanüstü lezzetli.
Şişesi (150 rupi -2.5 usd) 





Palolem dükkanlarıyla meşhur bir köy. Her şeyi bulabilirsin. Ne varki  biraz turistik olduğundan fiyatlar pahalı. Pazarlık yapmayı unutma. Biz 7 metre kumaşla hintli kadınların giydiği kıyafeti yaptırmak üzere 3500 rupiyle pazarlık etmeye başladık, 1500 rupiye kadar indi. Olmazsa olmaz yaygı aldık. 2 büyük yaygı, 1 çanta ;1800 rupi ile başladı 800 rupiye indi. Pazarlık önemli. 

Agonda 10. gün

Bugün Agonda'daki dükkanları gezdik. Silver collection sahibi ALTAF çok iyi bir esnaf  çıktı. Hindistan'da görmeye alışık olmadığımız şekilde ilk gerçek kaşmir şal ve taşla tanıştırdı bizi. İnanılmaz güzellikteler.




İkinci ders : Mağazalara girerken eve girer gibi terliklerini çıkarmayı unutma. Onlar için önemli


Agonda 65. gün

Bu sabah erkenden kalkıp Simrose Huts'ta yogaya gittim. http://hipptripalyx.blogspot.com.tr
Süper bir yogiyi "Alyx Kottmeier" takip edebilir, gittiğinde ders yakalabilirsin. Yoga dersi paket şeklinde alınabiliyor. Günde iki defa, sabah ve ögleden sonra, olmak üzere fiyat değişiyor. Ben günlük almayı tercih ettim. 1,5 saat süren ders 400 rupi.

Yarın Kuzey Goa'ya gidiyoruz bu yüzden motorumuzu geri verdik. 8 günlüğüne Palolem Beach'e gittiğimizde 1400 rupi harcadık. Yani sadece 25 usd. Motoru bıraktıktan sonra tuktukla köyümüze geri döndük. (250 rupi)

Güney Goa'nın son günü Alyx ile yoga yapılarak başladı. Kahvaltı sonrası yola çıktık ve taksi ile 1800 rupiye (30 usd) 85 km yol gittik. Yollar çok güzel. Bir yanda eşsiz doğa, bir yanda kaos içinde küçük kasabalardan geçerek Ashwem Beach'e vardık. Aman varmaz olaydık. Turistik hut fiyatları gecelik 8000 rupi, 12000 rupi. Gereksiz pahalılar ve ruslar tarafından işgal edilmiş durumda. Hintliler de parayı görünce delirmiş. Doğadan uzak, görselliği fazla şık hutlar yapmışlar. Fiyatlar uçmuş. Tabiki bir çadıra bu kadar para vermedik. Çok şirin, gerçekten Hindistan'da olduğunu hissetiren Babu hut'tan minik evimizi kiraladık. (1500 rupi).


Üçüncü ders : Marketten alacağınız her şeyin üstünde fiyatı yazmak zorunda. Yazmıyorsa hımmm demek gerek... 



Goa-beach 345. gün


Kuzeyde ilk sabahımız. Kaldığımız hut'ta cafe var. Pagan cafe. Önümüzde kocaman kumsal mükemmel. Denzideki gelgit burda daha da fazla görülüyor. Aşağıdaki fotoğraf aynı noktadan sabah 8'de ve akşam 8'de çekildi. Kıyının ne kadar uzakta olduğu görmek ve o kıyıda denize gidemeden kum kalan yarı canlı deniz canlıları .... 



Babu Huts da motor kiralama hizmeti de var. Hemen bir tane kiraladık, düştük yollara. Burası biraz daha şehir gibi olduğundan sürücümüz değişti. Artık ustamın arkasında oturuyorum. Ve işte evet kuzeye gelme nedenlerimden biri bugüne kadar hiç görmediğim Banyan Ağacı.





Kendisi yaklaşık 500 yaşında. Sozsuzluğu simgeliyor. inanılmaz bir ağaç, adeta  yaşıyor. Sanki kolları uzamış ve tekrar toprağa girmiş. Sonra tekrar uzamış ve uzamış.  Banyan ağacı istilacı ağaçtır. Bir anlamda bütün ağaçların etrafını sarmalayan başka bir ağaç gibi. Buralarda Banyan ağacı kutsal kabul ediliyor. Ağacın içinde veya çevresinde yaşayan sakinler bile var. Sakinleri bazen yolları kapanmasın ya da etrafı sarılmasın diye bazı yerlerini kesiyorlarmış.  Eşşiz bir manzara. Uzun süre içinde durup, bakıp, dallarında sallandık.

Anjuna'ya doğru yola koyulduk. Yol üstünde mutlaka göreceğin St. Anthony kilisesinin hemen karşısından sağa döndük. Böylece buraların ilk hippi köyü olan SİOLİM'e girdik. Köy meydanında bir meyve suyu satıcısı var. Çok popüler. Etrafında sokak satıcıları, herkes birşey satıyor çünkü dışarıdan gelen herkes mutlaka oraya gidiyor. Bir fıstık aldık. Hayatımda yediğim en lezzetli şeydi.





Akşam yemeği için Arambol'e gittik. Bu gittik dediğim yerler maksimum 15 dk mesafelerden ibaret. Motorla gidip gelinebiliyor.  Arambol oldukça farklıydı. Her yer dükkan. Binlerce spritüel kurs, yoga kursları, restauranlar, kalabalık. Her yerde uyuşturucu kullanımı ile ilgili stand bulabilirsin. Baya değişik tecrübeler edindim. Arambol'un iyi yemek yerlerinden biri olan Double Douch'da yemek yedik. Ucuz değildi. 400 rupi verdik, minik bir ete. Burada çatal bıçakla  beraber sivrisinek kremi verdiler. Yemek yerken sivriler de seni yiyor. LAMUELA isimli bir butiğe girdik. İsrailli bir kız ve çocuğun dükkanı Lamuela çok cool'du. İçinden ağaçlar geçiyor ve arka tarafında restauran var. Cafesi tıpkı Avrupadaki butikler gibi. Çok güzel.


Goa - Ashwem Beach 389. gun


Kahvaltı sonrası Anjuna Beach' e doğru yürüdük. Oldukça amele bir yer olduğuna karar verdik. Görmeye gerek yok. Ashwem Beach tam ortada, sol tarafında Anjuna, Sağ tarafında Arambol; burada kalmak iyi çünkü her yer 15 dk uzaklıkta. Tam ortada olduğundan ulaşım kolay. Ve en güzel tarafı sükunet istediğinde sükunet, kalabalık istediğinde kalabalığa karışabileceğin bir nokta.


Goa - Arambol 877. gun

Sabah kalvaltı için dışarı çıktık ama bugün fena sıcak hiçbir yapası gelmiyor insanın. Hut'ın içinde, tepede pervane açık, yataktan çıkmadık. Güneş batmaya yakın Morjim Beach'e kumsaldan yürümek üzere yola çıktık. 45 dk süren yürüyüşte çekilmeye başlayan denizden kalan balıkları,  deniz yıldızlarını, yengeçleri, bugüne özel vatosları çekilmeye yetişememesini seyrettik. Keyifli olduğunu söylemiyorum ama ne yapalım doğanın kanunu bu.

Gittimiz yerde kumsalın üstüne kurulmuş sezlonglar vardı. Müzik güzel. Bir akşam üstü atıştırmasıyla geri dönüşe çıktık. Dönüş yolunun kaç adım olduğunu hesaplamaya karar verdik ve Memo 300'e kadar, ben ise 400'e kadar saya saya kumsalımıza ulaştık. Beş bin adım etti kat ettiğimiz mesafe. Bu da 4,5 km  yol eder. Epey yürümüşüz aslında. Babu'ya daha yakın süper butikler bulduk. Fransız kadının, Indian kadının, Amerikalı kadının. Aman Tanrım mükemmel şeyler aldık. Evet evet ucuz değil, pahalı. Ama çok şık.

Goa - Arambol 1008. gun


Bugün küçük kasaba olan Malpensa'ya gittik. Yol kenarında şeker kamışlarının suyu içtik. İçine buranın eşsiz limonlarından  iki damla sıkıp, buzla karıştırıyorlar. Olağanüstü bir lezzet. Burada bizim Tahtakale/Eminönü ayarında bir pazar var. Her şey bulunur. Yerel halk dolu. Pazara giderken gözlükçü bulduk. Avrupaya göre ciddi fiyat farkı olan orjinal güneş gözlükleri aldık. Dönüş yolunda biraz kaybolduk sanırım. Aslında kaybolmak istedik desek daha doğru olur. Süper ara yollardan motorumuzla tangur tungur yol aldık, baya zevkliydi.

Dördüncü ders; Kaybolmak iste. 

9988. gün

Bugün Yoga zamanı. Sabah 6'da uyandım çünkü 7:30 da Astanga yoga dersine katıldım. Muazzam bir ortamda yapılan yoganın ardından açık büfe kahvaltı ile beraber yeni yogi arkadaşlarımla sohbet ettik.




98989. gün


Bugün yine yürüyerek yol aldık. Kumsaldan Arambol'e yürüdük. Ve bu defa esaslı bir yürüyüş oldu. Bir taşla iki kuş vurmak suretiyle yürümeye başlamadan önce pehlivan gibi yağlandık. Böylece 10 bin adımda esmer tenli de olduk. Arambol'e ulaştıktan sonra ha gayret diyerek bin adım daha atmayı başardık ve başka bir cennet ve yine bir nehir gölü olan olan Sweet Lake'e vardık. Tabi bu yürüyüş sonrası sıcak su bizi bozardı o yüzden ılık sulu Sweet Lake yerine okyanusa girerek ferahladık.

Yorgunluğumuzu Arambol'ün meşhur falafelcisi Shimon Falafel de attık.  Meyve suları ve limonata harika. 




Elbette  dönüşte yürümedik,  taksi tuttuk. Karadan odamıza ulaştık. Elimizdekileri bırakır bırakmaz motora atladık çünkü bugün çarşamba, Flea Market gü!

Curly's Beach'te olduğunu duyduk ama tam yeri bilmiyoruz. Sorun değil kalabalığı takip edince buluyorsun. Bu, hippilerin kurduğu bir pazar. Çok meşhur. Sırf pazar değil zaten. Aklına ne gelirse var. Yemek yerleri süper kalabalık. Müzik yapan barlar, alışveriş,  sahilde muhteşem bir günbatımı. Sahilde güneşi batıran, sigara içen, fotoğraf çeken gösteri yapan, rengarenk bir ortam. 




Son gün 


Artık dönüyoruz. Bitti mi :(  

Güney Goa - Kuzey Goa her şeyi görmeye çalıştık. Bir dahaki sefere yeni tecrübeler ile devam etmek üzere .....

Beşinci Ders Uçağa saatinde gitme. Biz 3 saat önce gittik ve şans eseri adamın biri bugün son uçak olduğunu söyledi. Diğeri iptal olmuş. Son anda kendimizi uçakta bulduk.


Bol seyhatler

Burcu